Web Sayfası Borç Sorgulama Kent Rehberi İmar Durumu SANAL TUR
ÇAĞRI MERKEZİ
0850 288 67 67
https://yadi.sk/i/BfmVIc3P3RPVS3
https://yadi.sk/i/nQvKpkp-3UqQ6T
TARİHÇE
BÖLGENİN KISA TARİHÇESİ
1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Türk boyları kitleler halinde Anadolu'ya akmaya başlar. 1075'te Anadolu Selçuklu Devleti kurulurken kimi tarihçilere göre Sultan Alpaslan’ın, kimilerine göre Süleymanşah'ın komutanlarından Emir Karatekin, Sinop ve Çankırı’dan sonra 1084’te Ulus, Bartın, Devrek topraklarını ele geçirir, ancak iç karışıklıklardan yararlanan Bizanslılar bölgeyi geri alır. 1335’te bağımsızlığını ilan eden Candaroğulları Beyliği Sinop'tan Safranbolu'ya kadar uzanan bölgeye egemen olur. Bölgenin tümüyle Osmanlı topraklarına katılması, aynı zamanda Candaroğulları Beyliği’ni de ortadan kaldıran Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleşir. Çaycuma'nın tarihiyle ilgili bilgiler, Osmanlı Devleti döneminde hazırlanan Kastamonu ile Bolu vilayet salnamelerindeki bilgiler ve sözlü anlatımlarla sınırlıdır. Son zamanlarda arkeolojik kazılarda elde edilen bilgiler de göstermiştir ki Çaycuma ve çevresi son derece zengin bir tarihsel birikime sahiptir. Pek çok kavmin hükümran olduğu dönemde bölgenin adı Paflagonya’dır. Kimi kaynaklarda Paflagonya Bölgesi’nin batı sınırını Filyos Çayı’nın oluşturduğu yazmaktadır. Karadeniz kıyısındaki Tios kenti (Filyos) bir Miletos kolonisidir. Bir dönem Kimmerler, İ.Ö. VI. yüzyıl başlarındaysa Lidya Devleti bölgede egemenlik sağlar. Perslerin, Lidyalıları İ.Ö. 546'da yenilgiye uğratmasıyla bölgedeki Lidya egemenliği de sona erer. İ.Ö.334'de Anadolu'ya geçen Makedonya Kralı İskender Perslerin Batı ve Kuzeybatı Anadolu'daki üstünlüğüne son verir ve bölgeyi Makedonyalı subayların yönetimine bırakır. Bölge daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu içinde kalır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilçenin bugünkü yerinde 50-60 hanelik bir köyün olduğu, daha sonra yapılan idari bölünmede nahiye olarak gösterildiği bilinmektedir.
Kastamonu Vilayetinin 1286/1869 tarihli Salnamesinde, Çaycuma’dan, "Devrek kazasına bağlı Çarşamba nahiyesi" olarak söz edilmektedir. 1315/1889 tarihli Kastamonu Vilayeti Salnamesinin 19. sayısında Çaycuma hakkında şu bilgiler yer alır: “Devrek kadar muntazam olup, kasaba içinde 2 çarşı, 2 cami, 1 kilise ve 1 hamam vardır.”
Yine 1319/1902 tarihli Kastamonu Vilayeti Umumi Salnamesinde: Çarşamba nahiyesinin Bolu sancağına bağlı kaza haline getirilen Zonguldak'a bağlandığı belirtilmektedir. Bolu Müstakil Mutasarrıflığının ilk kez düzenleyip 1332(1916)’de yayınladığı Bolu Divanı Salnamesindeyse Çaycuma için, “Bolu dahilindeki nahiyelerin en muntazamı ve en büyüğüdür. 31 köyü, 11600 İslam, 370 Rum, 34 Ermeni olmak üzere toplam 12004 nüfusu vardır. Nahiye merkezi Çaycuma muntazam bir çarşı, 2 cami, 1 medrese, 3 sınıflı iptidai mektep ile 1 kilise ve 1 Rum iptidai mektebi, han, hamam gibi ihtiyaç hissedilen binaları ihtiva etmektedir. Bu durumuyla bazı kaza merkezlerinden çok farklı bulunmaktadır. Ahali pek istidatlı ve kabiliyetlidir. İlçe muhtelif tarihlerde değişiklik ve yeniliklere uğramışsa da tarihi değeri yoktur” denilmektedir.(4)
Yakın Tarihte Çaycuma
Kurtuluş Savaşı'nda Kuvay-ı Milliye saflarında aktif olarak yer alan Çaycuma, uzun dönem Çaycuma Belediye Başkanlığı da yapan Tahir Efendi Başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile büyük yararlıklar gösterir.(5) Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da 21 yıl süreyle nahiye olarak kalan yörenin, kaza yapılması ilk kez, 30 Ocak 1935’te CHP’nin Zonguldak Vilayet Kongresi’nde gündeme gelir ve konunun kongreye götürülmesine karar verilir. Zonguldak İl Genel Meclisinde (Vilayet Umumi Meclisi) 19 Mart 1936’da, Çaycuma’da “kaza teşkilatı” kurulması kararı alınır. Ancak İçişleri Bakanlığı “ödenek yetersizliği” gerekçesiyle erteler. TBMM Genel Kurulu, 20 Temmuz 1944’teki oturumunda, Bartın’dan 21 köyü katıp, Karapınar’ı nahiye yaparak Çaycuma’yı kaza ilan eden yasayı çıkarır. 1 Eylül 1944’de resmen kaza olan Çaycuma’nın, o tarihte, 77 köyü ve 38604 nüfusu bulunmaktadır. Devrek Tahrirat Kâtibi iken Çaycuma’ya atanan Nimet Altuğ, 7 Eylül 1944’de görevine başlar ve Kaymakam Hilmi Besim Tözyılmaz ilçeye gelip görevine başlayana kadar Kaymakam Vekilliği görevini de yürütür. Çaycuma Hükümet Konağı (Şimdiki öğretmenevi) 2 Nisan 1947 günü yapılan törenle hizmete açılır. Ardından Çaycuma’da gerçekleşen ilklerden bazıları şunlardır: Çaycuma Dispanseri, Sağlık Müdürlüğü emrine verilen eski ilkokul binasında 20 Ocak 1945’te faaliyete başlar. Yine aynı yılın ilk haftasında, Sinop Memleket Eczanesi sahibi Eczacı Şükrü Sorgun Çaycuma’da eczane açar. 1947 yılında Çaycuma Spor kurulur.(6)
Kurtuluş savaşı yıllarının Çaycuma’daki bir önemli ismi de Cevat Rifat Bey’dir. Cevat Rifat Bey, yüzbaşı rütbesi ile Milli Mücadele yıllarında karargâhı Çaycuma’da bulunan Bartın ve Havalisi Komutanlığına getirilir. 1920’de Çaycuma’ya gelir. Hakkında yazılan bir biyografiye göre,(7) burada 12 bin kişilik bir birlik kurar. Kurduğu birlikle, Zonguldak’ı işgal eden Fransızlarla zaman zaman çatışmalara girer ve onların Anadolu’nun içlerine ilerleme planlarını bozar. Müslüman Fransız askerlerini ikna ederek kendi tarafına geçirerek Fransızların gücünün azalmasını sağlar.
Cevat Rifat Bey askeri hizmetlerin yanı sıra bölgenin sosyoekonomik kalkınmasına da yardımcı olur. Çaycuma nahiye merkezi ve köylerindeki halkın gayret ve fedakârlıklarıyla yapılıp, Temmuz 1920'de hizmete açılan hastanenin yapımına ön ayak olduğu gibi, altı derslikli okulun yapımına kendi maaşından katkı sunar. 1947 yılına kadar ilkokul olarak hizmet veren bu ahşap yapı, halk tarafından onarılarak, 1950 yılında ortaokul olarak kullanılmaya başlar. İyice eskiyen ahşap bina, 1964 yılında yıkılır. 1966’da yerine yine halk tarafından yeni bina yapılıncaya kadar 300 kadar öğrencisi Barbaros İlkokulu binasında ikinci öğretim olarak öğrenim görür.
1950 yılı yılında Tekel Binası (Şimdiki Atatürk İş Hanının olduğu yerde) yapılır. Maliyeti 120.000 liradır.
16 Kasım 1950’de Çaycuma Şehir Kulübü kurulur.
4 Nisan 1957’de Zonguldak Valisi Celalettin Ünseli’nin de katıldığı törenle Çaycuma’ya ilk defa elektrik verilir. Dönemin Belediye Başkanı Nihat Kantarcı ve İlçe Kaymakamı Halit Tokullugil yeraltı elektrik kablolarını sırtlarında taşıyarak devrinin önemli hizmetinin gerçekleşmesini sağlar.(8)
İlçenin gelişimi için önemli adımlardan biri de, 1964 yılında inşa edilen yeni Belediye binasıdır. Halen faaliyette olan bu yapı, Çaycuma’nın ilk betonarme binasıdır. Henüz Belediye Gelirleri Yasası’nın olmadığı dönemlerde kaynak yaratma modeliyle, altındaki dükkânların kirasının finansmana katkısı ile yapılmıştır. İlk zamanlar belediyeye kapasitesi fazla gelen binanın üst katı Tapu Dairesi ve bürolara tahsis edilir.
1965’te SEKA kağıt fabrikasının temelinin atılması, Çaycuma’nın, dışarıdan göç almasına, dolayısıyla da nüfusunun artmasına neden olur. Çaycuma’nın güneydoğusuna ve Filyos Çayı’nın karşı yakasına kurulan fabrikanın tümüyle merkezden kopmaması için, önemli bir kararla, sosyal tesisler fabrika sahasına değil de, at yarışlarıyla güreş müsabakalarının yapıldığı yere yapılır. Bu dönemde ihtiyaca cevap vermeyen, yeni Belediye binası yanındaki caddelerle, İstasyon ve SEKA caddeleri, dönemine göre “devrim” sayılabilecek bir uygulamayla duble yol genişliğine çıkarılır, granit parke ile kaplanır. Bu hizmetler, günümüze kadar uzanan kalıcı kentsel gelişmelerdendir.
Çaycuma’da yakın yıllar boyunca en çok tartışılan konulardan başta geleni, hükümet konağının nereye yapılacağı hususu olmuştur. Şimdiki Öğretmenevi’nin olduğu yerin alt katı adliye, üstü hükümet binası olarak kullanılmaktadır. Son derece yetersiz olan bu binaların yıllarca nereye yapılacağı tartışılır ve dönem dönem plandaki yeri değiştirilir. Yer tartışmaları sürdükçe sorun daha da büyür. SEKA Kağıt Fabrikası yapıldıktan sonra hızla büyüyen Çaycuma’ya yetmez hale gelir. Adliye, başka bir yapıya kiraya taşındığı halde sıkıntı giderilemez. Metin Yurtbay’ın ilk dönem Belediye Başkanlığında kronik sorun çözülerek halen hizmet vermeye devam eden hükümet konağının ve adliye binasının temeli 15.06.1988’de atılır. 18.09.1991’de de tamamlanarak hizmete açılır. Ancak günümüzde bu yapılar da hizmet için yetersiz durumdadır.
Çaycuma Geçmişinde Ulaşım
Irmak (Ankara) –Filyos arasındaki demiryolu 22.11.1935’de, Filyos-Çatalağzı arası 19.11.1936’da, Çatalağzı-Zonguldak arası da 1.10.1937’de açılır.(9) Demiryolunda Ankara-Zonguldak arasında önce kömürle başlayıp insanla devam eden taşımacılığın başlamasıyla İstasyon mevkiinin önemi artarken ilçeye ulaşım daha kolay hale gelir. Demiryolu, karayolu ağının çok yetersiz olması nedeniyle bölgenin ana ulaşımı olma özelliğini uzun süre sürdürür. Son yıllarda AB kredisiyle özellikle sinyalizasyon ağırlıklı yenilenme nedeniyle tamamen kapatılan demiryolu, eskisi kadar önemli olmasa da ulaşımda kullanılmaktadır.
1942 yılında ikinci Dünya savaşı sıralarında Saltukova’ya (Kokaksu) askeri amaçlı havaalanı yapılır. Bu havaalanından 1950’li yıllardan itibaren 1960’ların başına kadar THY tarafından İstanbul-Kastamonu-Ankara arasında yolcu taşımacılığı yapılır. Daha sonra atıl hale gelen alan, seyrek de olsa askeri amaçlar dışında kullanılmaz. 1992 yılında STOL havaalanı olmak üzere 800 metre pist uzunluğunda ihaleye çıkarılır. Ardından mevcut pist uzunluğu olan 1350 metreye, hemen ardından da o dönemdeki RJ 100 uçaklarının inebilmesi için 1830 metreye çıkarılır. 1995’te yeni pist inşaatı bitirilir. Aynı yılın sonunda terminal binası ihale edilir. 1997 yılında, pist inşaatını da yapan Çaycuma Firması Koçkan İnşaat Ltd. Şti tarafından, terminal binası ve kule inşaatı teslim edilir. 21 Mayıs 1998 tarihinde bölgenin maruz kaldığı büyük sel felaketinde havaalanı ve tesisleri, tarihte ilk defa, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde su baskınına maruz kalır. 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremden ve bu sel felaketinden tesisler hiçbir zarar görmez. Mart 1999’da zamanın başbakanı Bülent Ecevit tarafından hizmete açılan yeni havaalanı, hiçbir uçak seferi düzenlenmeden 2002 yılı ocak ayında yine aynı Başbakan tarafından kapatılır. 2006 yılında dönemin Valisi Yavuz Erkmen önderliğindeki teşebbüs ile özelleştirilerek, ZONHAV ULUSLARARASI HAVAALANI olarak yeniden hizmete girer. Zaman içinde ortak ve sermaye yapısı önemli değişiklikler gösteren şirketin kontrolündeki havaalanından, halen nisan-kasım arasında Almanya’ya seferler düzenlenmekte, maalesef hala yurtiçi ulaşım yapılamamaktadır.
Çaycuma coğrafi konumu itibarıyla bölge ulaşımının merkez noktasıdır. Bartın-Karabük-Zonguldak üçgeninin ağırlık merkezinde yer almaktadır. İlçelerini Zonguldak’a il merkezine bağlayan karayolu ulaşım yatırımlarının yapım seyri oldukça gecikmelidir. 1960’lı yıllara gelinceye kadar Çaycuma-Zonguldak karayolu ulaşımı, Beycuma üzerinden, 1940’lı yıllarda insan gücü ile yapılmış olan “şose” tarzı bir yol ile bağlıdır. Meşakkatli yolculuğun süresi 5-6 saati bulmaktadır. Güdüllü- Sapça köyleri üzerinden 1960 yıllarda açılan ve “Kırat yolu” adıyla bilinen yol, 26 km uzunluğu ile önceki Beycuma güzergâhına göre yolculuğu oldukça kısaltır. 1970’li yıllarda inşa edilen Devrek-Zonguldak yoluna Bakacakkadı mevkiinden bağlanan Çaycuma, şimdilerde bu hattı kullanmaktadır. Bu yolla Zonguldak yolunun uzunluğu 45 km’ye çıkar, ancak standardı yükseldiği için süresi de kısalmıştır. Günümüzde sıkıntılı hale gelen bu güzergah yerine, eski Kırat yolunun Sapça tüneline kadar olan bölümünün iyileştirilerek Çaycuma-Zonguldak bağlantısının daha kolay hale gelmesi beklenmektedir.
Çarşı merkeziyle (Çarşamba tarafı) İstasyon bölgesi (Perşembe tarafı) arasında büyük bir doğal engel olan Filyos Çayı geçişleri, önceleri “sal” ile daha sonraları ise “ahşap köprü” ile sağlanmaktadır. Salcılık bir dönemin mesleğidir. Modern köprünün yapım işi, 1948 yılı eylül ayında bir Alman firmasına ihale edilir. Bu köprünün inşaatında Çaycuma’nın o zamanki gençleri işçi olarak çalışır. 1951 yılında hizmete alınan bu önemli köprü “betonarme gerber kirişli” olarak inşa edilir. (Gerber kirişli sistemin avantajı, köprü ayaklarında oturma olması halinde, sistemin yatay taşıyıcı kirişlerinin yatay ve düşey hareketlerine izin vermesidir.) Böylelikle istasyon ile çarşı merkezinin sağlıklı bir şekilde bağlantısı yapılır. Uzun yıllar önemli hizmet gören bu köprünün mansap tarafına, 2009 yılında 14 m. platform genişliğinde forekazık ayaklı yenisi yapılır. Birlikte kullanılmaya devam ederken 6 Nisan 2012 tarihinde, bazı ayakların altının boşalması nedeniyle, eski köprünün bir bölümü çöker. Kültür varlığı niteliğindeki bu sanat yapısının kalan kısmı tümüyle yıktırılır. Elzem olmadığı halde yerine bir başka köprü yaptırılarak bu yapı tamamen tarihe karışır. 15 kişinin ölümüyle sonuçlan facia, tarihe, Çaycuma’nın en acılı günlerinden biri olarak geçer.
Çaycuma’da Eğitim Öğretimin Kısa Tarihçesi
Çaycuma’da kaza teşkilatı kurulduktan sonra eğitim-öğretim hizmetlerinde de ilerlemeler kaydedilir.1948 yılının başında dispanser olarak kullanılmakta olan eski ilkokul binasının onarılıp ortaokula tahsis edilmesine karar verilir. Halk, Yüzbaşı Cevat Rifat’ın Kurtuluş Savaşı yıllarında yaptırdığı okulun, ortaokul olarak faaliyete geçmesi için aralarında para toplar, eski ilkokul binasını tamir ettirir ve okulun hazır olduğunu bildirerek bakanlıktan öğretmen ister. Çaycuma Ortaokulu, 29 Ekim 1950’de, Cumhuriyet Bayramı’nda açılır. Bu okula 1972 yılında lise statüsü kazandırılır. Çaycuma Lisesi olarak faaliyete başlayan okul, 1982 yılında Pehlivanlar Mahallesi’ndeki yeni binaya taşınır. 1991-1992 öğretim yılında ortaokul eğitimine son verilir. Bu yapının tehlike arz etmesi üzerine 2007 yılında boşaltılarak yanına yapılan prefabrik yapıya taşınır. Halen Nihat Kantarcı Anadolu Lisesi olarak faaliyetlerini sürdüren okul, 2013-2014 öğretim yılında İstasyon mevkiindeki yeni binasına taşınır.(10)
Barbaros İlköğretim Okulu 1927 yılında Devrek İlçesine bağlı Çaycuma Mektebi adı ile eğitim öğretime başlamış, 1945 yılında yeni bir okul yapılarak İsmet İnönü İlkokulu olarak adı değiştirilmiştir. 1950 yılında Merkez İlkokulu, 1960 yılında Barbaros İlkokulu,1997 yılında 8 yıllık eğitime geçilmesi nedeniyle Barbaros İlköğretim Okulu olmuştur. Bu okulumuz ilk mezunlarını 1929 yılında, son mezunlarını 1997 yılında vermiştir. 5 sınıflı ilkokuldan mezun olan öğrenci sayısı ise 2704’ tür.
Kutlutaş İlköğretim Okulu 1970 yılında Çaycuma Kağıt Fabrikasını yapan “Kutlutaş İnşaat Şirketi” tarafından yapılarak Milli Eğitim Bakanlığına bağışlanmıştır.1997 yılına kadar 5 sınıflı ilkokuldan mezun olan öğrenci sayısı 1913’ tür.
Bu iki okul daha sonra birleştirilerek Barbaros-Kutlutaş İlkokulu adını alır. Mevcut yapının yetersizliği nedeniyle iki ayrı binadan Barbaros bölümü yıkılarak yerine yeni bir okul binası yapımına 03.07.2000 tarihinde başlanır.
Çaycuma’nın bir diğer okulu Mimarsinan İlkokulu, 1956 yılında öğrenime başlar. 5 yıllık bu okul 2012 yılında ortaokula dönüşür. 2014 yılından bu yana hayırsever Bülent-Belgin Kantarcı’nın önemli bir bölümünü yaptırıp bağışladığı yeni binasında faaliyettedir.
Çaycuma Endüstri Meslek Lisesi, Pehlivanlar Mahallesinde 1972 yılında inşaatına başlanarak Tesviye bölümü ile 1976 yılında öğrenime açılır. 1979 yılında Elektrik Bölümü eklenmiştir.
Çaycuma’da ilk yükseköğrenim, 11.07.1992 tarihli Karaelmas Üniversitesinin kuruluş yasası ile Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olan il merkezindeki Zonguldak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin, Çaycuma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi adını almasıyla başlar.
Şimdiki adı Bülent Ecevit Üniversitesi olan Karaelmas Üniversitesi Çaycuma Meslek Yüksekokulunun, 1994 yılında temeli atılır, 2002-2003 eğitim-öğretim yılında Kayıkçılar Köyü mevkiindeki dokuz yüz bin metrekarelik arazinin içindeki yerleşkede eğitim-öğretim faaliyetlerine başlar. Yüksekokul, şu an bünyesinde bulunan 8 bölüm 16 program ve 2260 kayıtlı öğrencisi ile faaliyetlerine devam etmektedir.
Karaelmas Üniversitesinin 2002-2003 öğretim yılında Çaycuma Meslek Yüksekokulunu öğrenime açması, ilçenin eğitim kadar ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine de katkı yapan bir unsur olarak öne çıkar. Başlangıçta 2 bölüm ve 102 öğrenci ile öğretime başlayan okul, kentsel yaşamda önemli bir yer tutar. Bünyesinde modern, teknolojik imkânlarla donatılmış derslikler, konferans salonu, kütüphane, uzaktan eğitim sınıfı, uygulamalı araştırma merkezi, mobilya ve dekorasyon atölyesi, bilgisayar laboratuvarları, çağrı merkezi laboratuvarı, kimya ve mikrobiyoloji laboratuvarları, bulunmaktadır. Bunların yanı sıra öğrencilerin sosyal faaliyetlerde bulunabilecekleri spor salonu, basketbol sahaları, bahçe satranç takımı, halı saha, yemekhane ve kantin mevcuttur. 2015-2016 akademik yılı itibarıyla Çaycuma Meslek Yüksekokulu bünyesinde 5’i öğretim üyesi 20’si öğretim görevlisi ve 2’si okutman olmak üzere toplam 27 akademik personel ve 30 idari personel görev yapmaktadır.(11)
Bülent Ecevit Üniversitesi Çaycuma Yerleşkesinde ileriye doğru atılmış en önemli adımlardan biri de, Gıda Mühendisliği Bölümünün kurulmasıdır. Yükseköğretim Yürütme Kurulunun, 19.03.2014 tarihli toplantısında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesinde, Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı ile Gıda Bilimleri Anabilim Dalı açılması uygun bulunur. 2014-2015 eğitim-öğretim yılında bu dallarda lisans programı açılır ve bölüme 52 öğrenci alınması ile eğitim-öğretime başlanır. Program kontenjanı 50 kişi olup eğitim süresi 4 yıl, eğitim diliyse Türkçedir. Ayrıca isteğe bağlı İngilizce hazırlık eğitimi verilmektedir. Binası hayırsever işadamı Zeki Yurtbay tarafından yaptırılmıştır. Sakine-Şevki Yurtbay Gıda Araştırma Merkezi ve Gıda Mühendisliği adıyla öğrenime devam bölümde iki anabilim dalı bulunmaktadır. Gıda Mühendisliği Bölümü, 3 yardımcı doçent ve 1 araştırma görevlisinden oluşan akademik kadroyla çalışmalarını sürdürmektedir.(12)
Sivil havacılık bölümünün de yakında faaliyete geçmesi beklenmektedir.
KAYNAK:
(4) Çaycuma Belediyesi 2014-17 Stratejik Plan
https://www.pdf-archive.com/2017/03/21/stratejik-plan/stratejik-plan.pdf
(5) Öğr. Gör. Tunay Karakök, Zonguldak’ta Milli Mücadele Destekçisi Bir Müftü: Devrek Müftüsü Hacı Abdullah Sabri (Aytaç) Efendi http://bireyvetoplumdergisi.com/article/viewFile/1036000056/5000063905
(6) Hasan Ataman, Çaycuma, Ekin Ofset Yayınları, Zonguldak 2001
(7) Dr. Celil Bozkurt, Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in Milli Mücadele Hatıraları, Gündoğan Yayınları, Mayıs 2015
(8) http://www.kockan.com/bulentkantarci/yonetici/yayinlanmis/oku.asp?id=136&islem=oku
(9) Ekrem Murat Zaman, “Kömür Giden Demiryolu”, http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/36ef0ef94821e3d_ek.pdf?dergi=1455
(10) http://caycumankal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/67/05/964351/icerikler/tarihce_829533.html?CHK=27ab21e1495691f7289600a3fa15e655
(11) http://cmyo.beun.edu.tr/icerik/3/genel-bilgiler.html
(12) http://gidamuhendisligi.beun.edu.tr/bolumumuz/genel-tanitim/
1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Türk boyları kitleler halinde Anadolu'ya akmaya başlar. 1075'te Anadolu Selçuklu Devleti kurulurken kimi tarihçilere göre Sultan Alpaslan’ın, kimilerine göre Süleymanşah'ın komutanlarından Emir Karatekin, Sinop ve Çankırı’dan sonra 1084’te Ulus, Bartın, Devrek topraklarını ele geçirir, ancak iç karışıklıklardan yararlanan Bizanslılar bölgeyi geri alır. 1335’te bağımsızlığını ilan eden Candaroğulları Beyliği Sinop'tan Safranbolu'ya kadar uzanan bölgeye egemen olur. Bölgenin tümüyle Osmanlı topraklarına katılması, aynı zamanda Candaroğulları Beyliği’ni de ortadan kaldıran Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleşir. Çaycuma'nın tarihiyle ilgili bilgiler, Osmanlı Devleti döneminde hazırlanan Kastamonu ile Bolu vilayet salnamelerindeki bilgiler ve sözlü anlatımlarla sınırlıdır. Son zamanlarda arkeolojik kazılarda elde edilen bilgiler de göstermiştir ki Çaycuma ve çevresi son derece zengin bir tarihsel birikime sahiptir. Pek çok kavmin hükümran olduğu dönemde bölgenin adı Paflagonya’dır. Kimi kaynaklarda Paflagonya Bölgesi’nin batı sınırını Filyos Çayı’nın oluşturduğu yazmaktadır. Karadeniz kıyısındaki Tios kenti (Filyos) bir Miletos kolonisidir. Bir dönem Kimmerler, İ.Ö. VI. yüzyıl başlarındaysa Lidya Devleti bölgede egemenlik sağlar. Perslerin, Lidyalıları İ.Ö. 546'da yenilgiye uğratmasıyla bölgedeki Lidya egemenliği de sona erer. İ.Ö.334'de Anadolu'ya geçen Makedonya Kralı İskender Perslerin Batı ve Kuzeybatı Anadolu'daki üstünlüğüne son verir ve bölgeyi Makedonyalı subayların yönetimine bırakır. Bölge daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu içinde kalır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilçenin bugünkü yerinde 50-60 hanelik bir köyün olduğu, daha sonra yapılan idari bölünmede nahiye olarak gösterildiği bilinmektedir.
Kastamonu Vilayetinin 1286/1869 tarihli Salnamesinde, Çaycuma’dan, "Devrek kazasına bağlı Çarşamba nahiyesi" olarak söz edilmektedir. 1315/1889 tarihli Kastamonu Vilayeti Salnamesinin 19. sayısında Çaycuma hakkında şu bilgiler yer alır: “Devrek kadar muntazam olup, kasaba içinde 2 çarşı, 2 cami, 1 kilise ve 1 hamam vardır.”
Yine 1319/1902 tarihli Kastamonu Vilayeti Umumi Salnamesinde: Çarşamba nahiyesinin Bolu sancağına bağlı kaza haline getirilen Zonguldak'a bağlandığı belirtilmektedir. Bolu Müstakil Mutasarrıflığının ilk kez düzenleyip 1332(1916)’de yayınladığı Bolu Divanı Salnamesindeyse Çaycuma için, “Bolu dahilindeki nahiyelerin en muntazamı ve en büyüğüdür. 31 köyü, 11600 İslam, 370 Rum, 34 Ermeni olmak üzere toplam 12004 nüfusu vardır. Nahiye merkezi Çaycuma muntazam bir çarşı, 2 cami, 1 medrese, 3 sınıflı iptidai mektep ile 1 kilise ve 1 Rum iptidai mektebi, han, hamam gibi ihtiyaç hissedilen binaları ihtiva etmektedir. Bu durumuyla bazı kaza merkezlerinden çok farklı bulunmaktadır. Ahali pek istidatlı ve kabiliyetlidir. İlçe muhtelif tarihlerde değişiklik ve yeniliklere uğramışsa da tarihi değeri yoktur” denilmektedir.(4)
Yakın Tarihte Çaycuma
Kurtuluş Savaşı'nda Kuvay-ı Milliye saflarında aktif olarak yer alan Çaycuma, uzun dönem Çaycuma Belediye Başkanlığı da yapan Tahir Efendi Başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile büyük yararlıklar gösterir.(5) Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da 21 yıl süreyle nahiye olarak kalan yörenin, kaza yapılması ilk kez, 30 Ocak 1935’te CHP’nin Zonguldak Vilayet Kongresi’nde gündeme gelir ve konunun kongreye götürülmesine karar verilir. Zonguldak İl Genel Meclisinde (Vilayet Umumi Meclisi) 19 Mart 1936’da, Çaycuma’da “kaza teşkilatı” kurulması kararı alınır. Ancak İçişleri Bakanlığı “ödenek yetersizliği” gerekçesiyle erteler. TBMM Genel Kurulu, 20 Temmuz 1944’teki oturumunda, Bartın’dan 21 köyü katıp, Karapınar’ı nahiye yaparak Çaycuma’yı kaza ilan eden yasayı çıkarır. 1 Eylül 1944’de resmen kaza olan Çaycuma’nın, o tarihte, 77 köyü ve 38604 nüfusu bulunmaktadır. Devrek Tahrirat Kâtibi iken Çaycuma’ya atanan Nimet Altuğ, 7 Eylül 1944’de görevine başlar ve Kaymakam Hilmi Besim Tözyılmaz ilçeye gelip görevine başlayana kadar Kaymakam Vekilliği görevini de yürütür. Çaycuma Hükümet Konağı (Şimdiki öğretmenevi) 2 Nisan 1947 günü yapılan törenle hizmete açılır. Ardından Çaycuma’da gerçekleşen ilklerden bazıları şunlardır: Çaycuma Dispanseri, Sağlık Müdürlüğü emrine verilen eski ilkokul binasında 20 Ocak 1945’te faaliyete başlar. Yine aynı yılın ilk haftasında, Sinop Memleket Eczanesi sahibi Eczacı Şükrü Sorgun Çaycuma’da eczane açar. 1947 yılında Çaycuma Spor kurulur.(6)
Kurtuluş savaşı yıllarının Çaycuma’daki bir önemli ismi de Cevat Rifat Bey’dir. Cevat Rifat Bey, yüzbaşı rütbesi ile Milli Mücadele yıllarında karargâhı Çaycuma’da bulunan Bartın ve Havalisi Komutanlığına getirilir. 1920’de Çaycuma’ya gelir. Hakkında yazılan bir biyografiye göre,(7) burada 12 bin kişilik bir birlik kurar. Kurduğu birlikle, Zonguldak’ı işgal eden Fransızlarla zaman zaman çatışmalara girer ve onların Anadolu’nun içlerine ilerleme planlarını bozar. Müslüman Fransız askerlerini ikna ederek kendi tarafına geçirerek Fransızların gücünün azalmasını sağlar.
Cevat Rifat Bey askeri hizmetlerin yanı sıra bölgenin sosyoekonomik kalkınmasına da yardımcı olur. Çaycuma nahiye merkezi ve köylerindeki halkın gayret ve fedakârlıklarıyla yapılıp, Temmuz 1920'de hizmete açılan hastanenin yapımına ön ayak olduğu gibi, altı derslikli okulun yapımına kendi maaşından katkı sunar. 1947 yılına kadar ilkokul olarak hizmet veren bu ahşap yapı, halk tarafından onarılarak, 1950 yılında ortaokul olarak kullanılmaya başlar. İyice eskiyen ahşap bina, 1964 yılında yıkılır. 1966’da yerine yine halk tarafından yeni bina yapılıncaya kadar 300 kadar öğrencisi Barbaros İlkokulu binasında ikinci öğretim olarak öğrenim görür.
1950 yılı yılında Tekel Binası (Şimdiki Atatürk İş Hanının olduğu yerde) yapılır. Maliyeti 120.000 liradır.
16 Kasım 1950’de Çaycuma Şehir Kulübü kurulur.
4 Nisan 1957’de Zonguldak Valisi Celalettin Ünseli’nin de katıldığı törenle Çaycuma’ya ilk defa elektrik verilir. Dönemin Belediye Başkanı Nihat Kantarcı ve İlçe Kaymakamı Halit Tokullugil yeraltı elektrik kablolarını sırtlarında taşıyarak devrinin önemli hizmetinin gerçekleşmesini sağlar.(8)
İlçenin gelişimi için önemli adımlardan biri de, 1964 yılında inşa edilen yeni Belediye binasıdır. Halen faaliyette olan bu yapı, Çaycuma’nın ilk betonarme binasıdır. Henüz Belediye Gelirleri Yasası’nın olmadığı dönemlerde kaynak yaratma modeliyle, altındaki dükkânların kirasının finansmana katkısı ile yapılmıştır. İlk zamanlar belediyeye kapasitesi fazla gelen binanın üst katı Tapu Dairesi ve bürolara tahsis edilir.
1965’te SEKA kağıt fabrikasının temelinin atılması, Çaycuma’nın, dışarıdan göç almasına, dolayısıyla da nüfusunun artmasına neden olur. Çaycuma’nın güneydoğusuna ve Filyos Çayı’nın karşı yakasına kurulan fabrikanın tümüyle merkezden kopmaması için, önemli bir kararla, sosyal tesisler fabrika sahasına değil de, at yarışlarıyla güreş müsabakalarının yapıldığı yere yapılır. Bu dönemde ihtiyaca cevap vermeyen, yeni Belediye binası yanındaki caddelerle, İstasyon ve SEKA caddeleri, dönemine göre “devrim” sayılabilecek bir uygulamayla duble yol genişliğine çıkarılır, granit parke ile kaplanır. Bu hizmetler, günümüze kadar uzanan kalıcı kentsel gelişmelerdendir.
Çaycuma’da yakın yıllar boyunca en çok tartışılan konulardan başta geleni, hükümet konağının nereye yapılacağı hususu olmuştur. Şimdiki Öğretmenevi’nin olduğu yerin alt katı adliye, üstü hükümet binası olarak kullanılmaktadır. Son derece yetersiz olan bu binaların yıllarca nereye yapılacağı tartışılır ve dönem dönem plandaki yeri değiştirilir. Yer tartışmaları sürdükçe sorun daha da büyür. SEKA Kağıt Fabrikası yapıldıktan sonra hızla büyüyen Çaycuma’ya yetmez hale gelir. Adliye, başka bir yapıya kiraya taşındığı halde sıkıntı giderilemez. Metin Yurtbay’ın ilk dönem Belediye Başkanlığında kronik sorun çözülerek halen hizmet vermeye devam eden hükümet konağının ve adliye binasının temeli 15.06.1988’de atılır. 18.09.1991’de de tamamlanarak hizmete açılır. Ancak günümüzde bu yapılar da hizmet için yetersiz durumdadır.
Çaycuma Geçmişinde Ulaşım
Irmak (Ankara) –Filyos arasındaki demiryolu 22.11.1935’de, Filyos-Çatalağzı arası 19.11.1936’da, Çatalağzı-Zonguldak arası da 1.10.1937’de açılır.(9) Demiryolunda Ankara-Zonguldak arasında önce kömürle başlayıp insanla devam eden taşımacılığın başlamasıyla İstasyon mevkiinin önemi artarken ilçeye ulaşım daha kolay hale gelir. Demiryolu, karayolu ağının çok yetersiz olması nedeniyle bölgenin ana ulaşımı olma özelliğini uzun süre sürdürür. Son yıllarda AB kredisiyle özellikle sinyalizasyon ağırlıklı yenilenme nedeniyle tamamen kapatılan demiryolu, eskisi kadar önemli olmasa da ulaşımda kullanılmaktadır.
1942 yılında ikinci Dünya savaşı sıralarında Saltukova’ya (Kokaksu) askeri amaçlı havaalanı yapılır. Bu havaalanından 1950’li yıllardan itibaren 1960’ların başına kadar THY tarafından İstanbul-Kastamonu-Ankara arasında yolcu taşımacılığı yapılır. Daha sonra atıl hale gelen alan, seyrek de olsa askeri amaçlar dışında kullanılmaz. 1992 yılında STOL havaalanı olmak üzere 800 metre pist uzunluğunda ihaleye çıkarılır. Ardından mevcut pist uzunluğu olan 1350 metreye, hemen ardından da o dönemdeki RJ 100 uçaklarının inebilmesi için 1830 metreye çıkarılır. 1995’te yeni pist inşaatı bitirilir. Aynı yılın sonunda terminal binası ihale edilir. 1997 yılında, pist inşaatını da yapan Çaycuma Firması Koçkan İnşaat Ltd. Şti tarafından, terminal binası ve kule inşaatı teslim edilir. 21 Mayıs 1998 tarihinde bölgenin maruz kaldığı büyük sel felaketinde havaalanı ve tesisleri, tarihte ilk defa, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde su baskınına maruz kalır. 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremden ve bu sel felaketinden tesisler hiçbir zarar görmez. Mart 1999’da zamanın başbakanı Bülent Ecevit tarafından hizmete açılan yeni havaalanı, hiçbir uçak seferi düzenlenmeden 2002 yılı ocak ayında yine aynı Başbakan tarafından kapatılır. 2006 yılında dönemin Valisi Yavuz Erkmen önderliğindeki teşebbüs ile özelleştirilerek, ZONHAV ULUSLARARASI HAVAALANI olarak yeniden hizmete girer. Zaman içinde ortak ve sermaye yapısı önemli değişiklikler gösteren şirketin kontrolündeki havaalanından, halen nisan-kasım arasında Almanya’ya seferler düzenlenmekte, maalesef hala yurtiçi ulaşım yapılamamaktadır.
Çaycuma coğrafi konumu itibarıyla bölge ulaşımının merkez noktasıdır. Bartın-Karabük-Zonguldak üçgeninin ağırlık merkezinde yer almaktadır. İlçelerini Zonguldak’a il merkezine bağlayan karayolu ulaşım yatırımlarının yapım seyri oldukça gecikmelidir. 1960’lı yıllara gelinceye kadar Çaycuma-Zonguldak karayolu ulaşımı, Beycuma üzerinden, 1940’lı yıllarda insan gücü ile yapılmış olan “şose” tarzı bir yol ile bağlıdır. Meşakkatli yolculuğun süresi 5-6 saati bulmaktadır. Güdüllü- Sapça köyleri üzerinden 1960 yıllarda açılan ve “Kırat yolu” adıyla bilinen yol, 26 km uzunluğu ile önceki Beycuma güzergâhına göre yolculuğu oldukça kısaltır. 1970’li yıllarda inşa edilen Devrek-Zonguldak yoluna Bakacakkadı mevkiinden bağlanan Çaycuma, şimdilerde bu hattı kullanmaktadır. Bu yolla Zonguldak yolunun uzunluğu 45 km’ye çıkar, ancak standardı yükseldiği için süresi de kısalmıştır. Günümüzde sıkıntılı hale gelen bu güzergah yerine, eski Kırat yolunun Sapça tüneline kadar olan bölümünün iyileştirilerek Çaycuma-Zonguldak bağlantısının daha kolay hale gelmesi beklenmektedir.
Çarşı merkeziyle (Çarşamba tarafı) İstasyon bölgesi (Perşembe tarafı) arasında büyük bir doğal engel olan Filyos Çayı geçişleri, önceleri “sal” ile daha sonraları ise “ahşap köprü” ile sağlanmaktadır. Salcılık bir dönemin mesleğidir. Modern köprünün yapım işi, 1948 yılı eylül ayında bir Alman firmasına ihale edilir. Bu köprünün inşaatında Çaycuma’nın o zamanki gençleri işçi olarak çalışır. 1951 yılında hizmete alınan bu önemli köprü “betonarme gerber kirişli” olarak inşa edilir. (Gerber kirişli sistemin avantajı, köprü ayaklarında oturma olması halinde, sistemin yatay taşıyıcı kirişlerinin yatay ve düşey hareketlerine izin vermesidir.) Böylelikle istasyon ile çarşı merkezinin sağlıklı bir şekilde bağlantısı yapılır. Uzun yıllar önemli hizmet gören bu köprünün mansap tarafına, 2009 yılında 14 m. platform genişliğinde forekazık ayaklı yenisi yapılır. Birlikte kullanılmaya devam ederken 6 Nisan 2012 tarihinde, bazı ayakların altının boşalması nedeniyle, eski köprünün bir bölümü çöker. Kültür varlığı niteliğindeki bu sanat yapısının kalan kısmı tümüyle yıktırılır. Elzem olmadığı halde yerine bir başka köprü yaptırılarak bu yapı tamamen tarihe karışır. 15 kişinin ölümüyle sonuçlan facia, tarihe, Çaycuma’nın en acılı günlerinden biri olarak geçer.
Çaycuma’da Eğitim Öğretimin Kısa Tarihçesi
Çaycuma’da kaza teşkilatı kurulduktan sonra eğitim-öğretim hizmetlerinde de ilerlemeler kaydedilir.1948 yılının başında dispanser olarak kullanılmakta olan eski ilkokul binasının onarılıp ortaokula tahsis edilmesine karar verilir. Halk, Yüzbaşı Cevat Rifat’ın Kurtuluş Savaşı yıllarında yaptırdığı okulun, ortaokul olarak faaliyete geçmesi için aralarında para toplar, eski ilkokul binasını tamir ettirir ve okulun hazır olduğunu bildirerek bakanlıktan öğretmen ister. Çaycuma Ortaokulu, 29 Ekim 1950’de, Cumhuriyet Bayramı’nda açılır. Bu okula 1972 yılında lise statüsü kazandırılır. Çaycuma Lisesi olarak faaliyete başlayan okul, 1982 yılında Pehlivanlar Mahallesi’ndeki yeni binaya taşınır. 1991-1992 öğretim yılında ortaokul eğitimine son verilir. Bu yapının tehlike arz etmesi üzerine 2007 yılında boşaltılarak yanına yapılan prefabrik yapıya taşınır. Halen Nihat Kantarcı Anadolu Lisesi olarak faaliyetlerini sürdüren okul, 2013-2014 öğretim yılında İstasyon mevkiindeki yeni binasına taşınır.(10)
Barbaros İlköğretim Okulu 1927 yılında Devrek İlçesine bağlı Çaycuma Mektebi adı ile eğitim öğretime başlamış, 1945 yılında yeni bir okul yapılarak İsmet İnönü İlkokulu olarak adı değiştirilmiştir. 1950 yılında Merkez İlkokulu, 1960 yılında Barbaros İlkokulu,1997 yılında 8 yıllık eğitime geçilmesi nedeniyle Barbaros İlköğretim Okulu olmuştur. Bu okulumuz ilk mezunlarını 1929 yılında, son mezunlarını 1997 yılında vermiştir. 5 sınıflı ilkokuldan mezun olan öğrenci sayısı ise 2704’ tür.
Kutlutaş İlköğretim Okulu 1970 yılında Çaycuma Kağıt Fabrikasını yapan “Kutlutaş İnşaat Şirketi” tarafından yapılarak Milli Eğitim Bakanlığına bağışlanmıştır.1997 yılına kadar 5 sınıflı ilkokuldan mezun olan öğrenci sayısı 1913’ tür.
Bu iki okul daha sonra birleştirilerek Barbaros-Kutlutaş İlkokulu adını alır. Mevcut yapının yetersizliği nedeniyle iki ayrı binadan Barbaros bölümü yıkılarak yerine yeni bir okul binası yapımına 03.07.2000 tarihinde başlanır.
Çaycuma’nın bir diğer okulu Mimarsinan İlkokulu, 1956 yılında öğrenime başlar. 5 yıllık bu okul 2012 yılında ortaokula dönüşür. 2014 yılından bu yana hayırsever Bülent-Belgin Kantarcı’nın önemli bir bölümünü yaptırıp bağışladığı yeni binasında faaliyettedir.
Çaycuma Endüstri Meslek Lisesi, Pehlivanlar Mahallesinde 1972 yılında inşaatına başlanarak Tesviye bölümü ile 1976 yılında öğrenime açılır. 1979 yılında Elektrik Bölümü eklenmiştir.
Çaycuma’da ilk yükseköğrenim, 11.07.1992 tarihli Karaelmas Üniversitesinin kuruluş yasası ile Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olan il merkezindeki Zonguldak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin, Çaycuma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi adını almasıyla başlar.
Şimdiki adı Bülent Ecevit Üniversitesi olan Karaelmas Üniversitesi Çaycuma Meslek Yüksekokulunun, 1994 yılında temeli atılır, 2002-2003 eğitim-öğretim yılında Kayıkçılar Köyü mevkiindeki dokuz yüz bin metrekarelik arazinin içindeki yerleşkede eğitim-öğretim faaliyetlerine başlar. Yüksekokul, şu an bünyesinde bulunan 8 bölüm 16 program ve 2260 kayıtlı öğrencisi ile faaliyetlerine devam etmektedir.
Karaelmas Üniversitesinin 2002-2003 öğretim yılında Çaycuma Meslek Yüksekokulunu öğrenime açması, ilçenin eğitim kadar ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine de katkı yapan bir unsur olarak öne çıkar. Başlangıçta 2 bölüm ve 102 öğrenci ile öğretime başlayan okul, kentsel yaşamda önemli bir yer tutar. Bünyesinde modern, teknolojik imkânlarla donatılmış derslikler, konferans salonu, kütüphane, uzaktan eğitim sınıfı, uygulamalı araştırma merkezi, mobilya ve dekorasyon atölyesi, bilgisayar laboratuvarları, çağrı merkezi laboratuvarı, kimya ve mikrobiyoloji laboratuvarları, bulunmaktadır. Bunların yanı sıra öğrencilerin sosyal faaliyetlerde bulunabilecekleri spor salonu, basketbol sahaları, bahçe satranç takımı, halı saha, yemekhane ve kantin mevcuttur. 2015-2016 akademik yılı itibarıyla Çaycuma Meslek Yüksekokulu bünyesinde 5’i öğretim üyesi 20’si öğretim görevlisi ve 2’si okutman olmak üzere toplam 27 akademik personel ve 30 idari personel görev yapmaktadır.(11)
Bülent Ecevit Üniversitesi Çaycuma Yerleşkesinde ileriye doğru atılmış en önemli adımlardan biri de, Gıda Mühendisliği Bölümünün kurulmasıdır. Yükseköğretim Yürütme Kurulunun, 19.03.2014 tarihli toplantısında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesinde, Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı ile Gıda Bilimleri Anabilim Dalı açılması uygun bulunur. 2014-2015 eğitim-öğretim yılında bu dallarda lisans programı açılır ve bölüme 52 öğrenci alınması ile eğitim-öğretime başlanır. Program kontenjanı 50 kişi olup eğitim süresi 4 yıl, eğitim diliyse Türkçedir. Ayrıca isteğe bağlı İngilizce hazırlık eğitimi verilmektedir. Binası hayırsever işadamı Zeki Yurtbay tarafından yaptırılmıştır. Sakine-Şevki Yurtbay Gıda Araştırma Merkezi ve Gıda Mühendisliği adıyla öğrenime devam bölümde iki anabilim dalı bulunmaktadır. Gıda Mühendisliği Bölümü, 3 yardımcı doçent ve 1 araştırma görevlisinden oluşan akademik kadroyla çalışmalarını sürdürmektedir.(12)
Sivil havacılık bölümünün de yakında faaliyete geçmesi beklenmektedir.
KAYNAK:
(4) Çaycuma Belediyesi 2014-17 Stratejik Plan
https://www.pdf-archive.com/2017/03/21/stratejik-plan/stratejik-plan.pdf
(5) Öğr. Gör. Tunay Karakök, Zonguldak’ta Milli Mücadele Destekçisi Bir Müftü: Devrek Müftüsü Hacı Abdullah Sabri (Aytaç) Efendi http://bireyvetoplumdergisi.com/article/viewFile/1036000056/5000063905
(6) Hasan Ataman, Çaycuma, Ekin Ofset Yayınları, Zonguldak 2001
(7) Dr. Celil Bozkurt, Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in Milli Mücadele Hatıraları, Gündoğan Yayınları, Mayıs 2015
(8) http://www.kockan.com/bulentkantarci/yonetici/yayinlanmis/oku.asp?id=136&islem=oku
(9) Ekrem Murat Zaman, “Kömür Giden Demiryolu”, http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/36ef0ef94821e3d_ek.pdf?dergi=1455
(10) http://caycumankal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/67/05/964351/icerikler/tarihce_829533.html?CHK=27ab21e1495691f7289600a3fa15e655
(11) http://cmyo.beun.edu.tr/icerik/3/genel-bilgiler.html
(12) http://gidamuhendisligi.beun.edu.tr/bolumumuz/genel-tanitim/