E-Belge Sorgu Borç Sorgulama Kent Rehberi İmar Durumu SANAL TUR
ÇAĞRI MERKEZİ
444 81 80
Pendik’in Adı
Çok eski bir yerleşim yeri olduğu bilinen Pendik’in bilinen en eski adı Pantikapaion’dur. Bizans Döneminde “her tarafı surlarla çevrili” anlamını taşıyan Pantecion, Latin egemenliğinde ise “duvar” anlamına gelen Peninda-kot ismini almıştır. Bu da bizi, Pendik’in egemen olan devletlerce bir savunma hattı olarak kullanıldığı bilgisine götürür. Pendik’e beş köy, beş burun, beş çıkıntı, beş balıkçı köyü de denmiştir.
TARİH ÖNCESİ DÖNEM
Tarih Öncesi Dönemlerin İstanbul’u (1) isimli makalesinde İstanbul’un geçmişine ilişkin araştırmasında Mehmet Özdoğan,Afrika’dan çıkan ilk insanın yaklaşık 1 milyon yıl kadar önce buradan geçtiğini söyler.
Göç yollarının zorunlu olarak geçtiği İstanbul; kıtalararası bilgi, mal, teknoloji aktarımında uygarlığın düğüm noktasıdır. Bu köklü ve renkli tarih, Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı konumundaki Pendik’te derin izler bırakır.
Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış Şevket Aziz Kansu 1961 yılında Pendik’te bir süre kazı çalışması yürütmüştür. Marmara Bölgesi ve Trakya’da Prehistorik İskân Tarihi Bakımından Araştırmalar (2) isimli yazısında Kansu, Pendik'te Paleolitik tipte piyeslere tesadüf ettiklerini bildirir.
Kansu, bu bölgede Fikirtepe kalkolitik yerleşme yeri kültür malzemeleriyle benzerlik gösteren keramikten geometrik desenli, büyük ve küçük kadeh, testi, küp, kemikten yapılmış bız iğne, olta, kaşık, sipatül, idol, obsidiyenden yapılmış minik kesici, cilalı balta vb. eserler bulduklarını anlatır.
Kansu, makalesinde bu durumu “Pendik Prehistorik İstasyonunun önemi, Fikirtepe kültürü ile çağdaş ikinci bir yerleşme yeri olmasıdır. Biz bu kültüre Marmara Kıyısı Prehistorik Kültürü adını da şimdilik takabiliriz.” olarak açıklar.
1961, 1981 ve 1992’deki kazılar 7000 yıl öncesine ilişkin bilgiler sunarken Marmaray kapsamında Pendik Höyüğü’nde yürütülen bugünkü çalışmalar, Pendik’in geçmişinin 8400 yıl öncesine kadar gittiğini gösteriyor.
Göçebelikten Yerleşik Düzene
Pendik’te Paleolitik Dönem’in gezginci-avcı yaşamın yerini, çiftçiliğe dayalı yeni bir yaşam biçimi almıştır. Balıkçılıkla da uğraşan yeni köylerin oluşturulduğu Neolitik Dönem’de (MÖ 6600 - 5800) toplum yaşamında köklü değişiklikler yaşanmıştır.
Bu dönemde buğday ve arpa gibi tahıllar, baklagiller tarımsal üretimin ilk öğeleridir. Tarımın yanında sığır ve koyun gibi hayvanlar evcilleştirilerek hayvancılığa ilişkin ilk adımlar atılır. Yine bu dönemde inanç sistemleri, ticaret ve mülkiyet ilişkileri değişikliklere uğramış ve yeni bir yaşam biçimi doğarak üretimin devamlılığı yerleşikleştirilmiştir.
Bu yeni yaşam biçimi, araç ve gereçlerin gelişimini de etkilemiş, yiyecek içecek hazırlamak ve bunları saklamak için kilden kap kacak yapımını ortaya çıkarmıştır. Çalışmaların yapıldığı tarihlerde modern konutların ilk temellerini oluşturan evlerin yanında mezar izlerine de rastlanılmıştır.
OSMANLI ÖNCESİ DÖNEM
İstanbul Boğazı ile Sakarya Nehri arasındaki bölgeye yerleşen ilk devletlerden biri olan Frigler’in kolu Bebrikler, bugünkü Pendik’e Bebrikya dedi.
MÖ 650 yılında bu bölgeye yerleşen ve Bitinya adını veren Bitinler ise Anadolu'ya hakim olmak isteyen Perslerin egemenliği altına girse de bir süre sonra Bitinya Krallığını kurar.
Roma İmpatorluğu, MÖ 85 yılında Kalkhedon'a (Kadıköy) ayak bastıktan sonra MÖ 74 yılında Pendik'in de bağlı olduğu Bitinya'yı egemenlik altına alır. Pendik, MS 255’te Got İstilası sonrası diğer bir hükümdarlık olan Perslerin Kadıköy'e yaptıkları seferlerin de uğrak yeri olmuştur.
Pendik'in İslâm’la tanışması 668 yılında Ebu Süfyan komutasındaki orduların Üsküdar'a kadar ilerledikleri seferle gerçekleşir. 941’de Rus İstilasına uğrayan Pendik ve çevresi, 1071 Malazgirt Savaşında Müslüman Türklerce egemenlik altına alınır.
1096 Haçlı Seferlerinde tahrip edilen Pendik, 1204 yılında İstanbul’u ele geçiren Katolik Haçlıların Latin Devletine ev sahipliği yapar.
OSMANLI DÖNEMİ
Pendik, ILK Defa 1328'de Aydos Kalesi'nin fethiyle Türklerin eline Geçer. Kalenin fethini gerçekleştiren Kara Gazi Abdurrahman, Orhan Gazi Tarafından Gerçekleştirilme Aydos Tekfurunun kızıyla evlendirilir.
Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde doğuya yapılan seferleri fırsat bilen Bizans, Pendik’i birkaç defa eline geçirmiş olsa da Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle Pendik, kesin olarak Türk-İslâm Medeniyetine ev sahipliği yapacaktır.
İskân amacıyla Anadolu'dan gelen Türkler, Pendik’teki Kurtköy, Dolayoba, Yayalar, Şeyhli gibi köyleri kurmuşlardır.
100 Yıl Yangınları
İlki 1798’de olmak üzere üç büyük yangın geçiren Pendik son olarak 1889 yangınında 1.200 konut ve ticarethane yanarak yok olmuştur. Bu dönemde İstanbul’un çeşitli noktalarında sıkça görülen yangınlarda can ve mal kayıplarının önüne geçmek için Sultan II. Abdulhamit, orduda bir İtfaiye Teşkilatı kurdurmuştur.
Türkiye’nin İlk Planlı Kasabası
Padişahın emriyle Ayan Meclisi Senato Hariciye Encümen Reisliği görevini yürüten Azaryan Efendi, Pendik’in yeniden imar edilmesi için görevlendirilmiştir. Paris’ten getirilen mimar ve mühendislerce kasabanın ilk planları çizilmiş, şehrin kurulması için çalışmalara başlanmıştır. Böylece Pendik, Türkiye’nin ilk planlı kasabası olma unvanını kazanmıştır.
Azaryan Efendi bu planı çizdirirken isminin ilk harfi “A”yı Pendik’in ortasına işler. Harfin ayakları sahile uzanacak şekilde planlanır. Belediye binasının önündeki parkta birleşen Gazipaşa ve İsmetpaşa Caddeleri harfin iki ayağını, Dr. Orhan Maltepe Caddesi ise harfin gövdesini oluşturmaktadır.
CUMHURİYET DÖNEMİ
1. Dünya Savaşı sonrası gerçekleştirilen işgallerden Pendik de nasibine düşeni almış, 5 yıl boyunca Kemikli Dere Mevkii’nde İngiliz Karakolunun esareti altında kalmıştır.
KAYNAKÇA
(1) Tarih Öncesi Dönemlerin İstanbul’u, Bizantion’dan İstanbul’a Bir Başkentin 8000 Yılı - SSM Sergi Katalogu
(2) Marmara Bölgesi ve Trakya’da Prehistorik İskân Tarihi Bakımından Araştırmalar (1959-1962) – Belleten Cilt XXVII
Çok eski bir yerleşim yeri olduğu bilinen Pendik’in bilinen en eski adı Pantikapaion’dur. Bizans Döneminde “her tarafı surlarla çevrili” anlamını taşıyan Pantecion, Latin egemenliğinde ise “duvar” anlamına gelen Peninda-kot ismini almıştır. Bu da bizi, Pendik’in egemen olan devletlerce bir savunma hattı olarak kullanıldığı bilgisine götürür. Pendik’e beş köy, beş burun, beş çıkıntı, beş balıkçı köyü de denmiştir.
TARİH ÖNCESİ DÖNEM
Tarih Öncesi Dönemlerin İstanbul’u (1) isimli makalesinde İstanbul’un geçmişine ilişkin araştırmasında Mehmet Özdoğan,Afrika’dan çıkan ilk insanın yaklaşık 1 milyon yıl kadar önce buradan geçtiğini söyler.
Göç yollarının zorunlu olarak geçtiği İstanbul; kıtalararası bilgi, mal, teknoloji aktarımında uygarlığın düğüm noktasıdır. Bu köklü ve renkli tarih, Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı konumundaki Pendik’te derin izler bırakır.
Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış Şevket Aziz Kansu 1961 yılında Pendik’te bir süre kazı çalışması yürütmüştür. Marmara Bölgesi ve Trakya’da Prehistorik İskân Tarihi Bakımından Araştırmalar (2) isimli yazısında Kansu, Pendik'te Paleolitik tipte piyeslere tesadüf ettiklerini bildirir.
Kansu, bu bölgede Fikirtepe kalkolitik yerleşme yeri kültür malzemeleriyle benzerlik gösteren keramikten geometrik desenli, büyük ve küçük kadeh, testi, küp, kemikten yapılmış bız iğne, olta, kaşık, sipatül, idol, obsidiyenden yapılmış minik kesici, cilalı balta vb. eserler bulduklarını anlatır.
Kansu, makalesinde bu durumu “Pendik Prehistorik İstasyonunun önemi, Fikirtepe kültürü ile çağdaş ikinci bir yerleşme yeri olmasıdır. Biz bu kültüre Marmara Kıyısı Prehistorik Kültürü adını da şimdilik takabiliriz.” olarak açıklar.
1961, 1981 ve 1992’deki kazılar 7000 yıl öncesine ilişkin bilgiler sunarken Marmaray kapsamında Pendik Höyüğü’nde yürütülen bugünkü çalışmalar, Pendik’in geçmişinin 8400 yıl öncesine kadar gittiğini gösteriyor.
Göçebelikten Yerleşik Düzene
Pendik’te Paleolitik Dönem’in gezginci-avcı yaşamın yerini, çiftçiliğe dayalı yeni bir yaşam biçimi almıştır. Balıkçılıkla da uğraşan yeni köylerin oluşturulduğu Neolitik Dönem’de (MÖ 6600 - 5800) toplum yaşamında köklü değişiklikler yaşanmıştır.
Bu dönemde buğday ve arpa gibi tahıllar, baklagiller tarımsal üretimin ilk öğeleridir. Tarımın yanında sığır ve koyun gibi hayvanlar evcilleştirilerek hayvancılığa ilişkin ilk adımlar atılır. Yine bu dönemde inanç sistemleri, ticaret ve mülkiyet ilişkileri değişikliklere uğramış ve yeni bir yaşam biçimi doğarak üretimin devamlılığı yerleşikleştirilmiştir.
Bu yeni yaşam biçimi, araç ve gereçlerin gelişimini de etkilemiş, yiyecek içecek hazırlamak ve bunları saklamak için kilden kap kacak yapımını ortaya çıkarmıştır. Çalışmaların yapıldığı tarihlerde modern konutların ilk temellerini oluşturan evlerin yanında mezar izlerine de rastlanılmıştır.
OSMANLI ÖNCESİ DÖNEM
İstanbul Boğazı ile Sakarya Nehri arasındaki bölgeye yerleşen ilk devletlerden biri olan Frigler’in kolu Bebrikler, bugünkü Pendik’e Bebrikya dedi.
MÖ 650 yılında bu bölgeye yerleşen ve Bitinya adını veren Bitinler ise Anadolu'ya hakim olmak isteyen Perslerin egemenliği altına girse de bir süre sonra Bitinya Krallığını kurar.
Roma İmpatorluğu, MÖ 85 yılında Kalkhedon'a (Kadıköy) ayak bastıktan sonra MÖ 74 yılında Pendik'in de bağlı olduğu Bitinya'yı egemenlik altına alır. Pendik, MS 255’te Got İstilası sonrası diğer bir hükümdarlık olan Perslerin Kadıköy'e yaptıkları seferlerin de uğrak yeri olmuştur.
Pendik'in İslâm’la tanışması 668 yılında Ebu Süfyan komutasındaki orduların Üsküdar'a kadar ilerledikleri seferle gerçekleşir. 941’de Rus İstilasına uğrayan Pendik ve çevresi, 1071 Malazgirt Savaşında Müslüman Türklerce egemenlik altına alınır.
1096 Haçlı Seferlerinde tahrip edilen Pendik, 1204 yılında İstanbul’u ele geçiren Katolik Haçlıların Latin Devletine ev sahipliği yapar.
OSMANLI DÖNEMİ
Pendik, ILK Defa 1328'de Aydos Kalesi'nin fethiyle Türklerin eline Geçer. Kalenin fethini gerçekleştiren Kara Gazi Abdurrahman, Orhan Gazi Tarafından Gerçekleştirilme Aydos Tekfurunun kızıyla evlendirilir.
Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde doğuya yapılan seferleri fırsat bilen Bizans, Pendik’i birkaç defa eline geçirmiş olsa da Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle Pendik, kesin olarak Türk-İslâm Medeniyetine ev sahipliği yapacaktır.
İskân amacıyla Anadolu'dan gelen Türkler, Pendik’teki Kurtköy, Dolayoba, Yayalar, Şeyhli gibi köyleri kurmuşlardır.
100 Yıl Yangınları
İlki 1798’de olmak üzere üç büyük yangın geçiren Pendik son olarak 1889 yangınında 1.200 konut ve ticarethane yanarak yok olmuştur. Bu dönemde İstanbul’un çeşitli noktalarında sıkça görülen yangınlarda can ve mal kayıplarının önüne geçmek için Sultan II. Abdulhamit, orduda bir İtfaiye Teşkilatı kurdurmuştur.
Türkiye’nin İlk Planlı Kasabası
Padişahın emriyle Ayan Meclisi Senato Hariciye Encümen Reisliği görevini yürüten Azaryan Efendi, Pendik’in yeniden imar edilmesi için görevlendirilmiştir. Paris’ten getirilen mimar ve mühendislerce kasabanın ilk planları çizilmiş, şehrin kurulması için çalışmalara başlanmıştır. Böylece Pendik, Türkiye’nin ilk planlı kasabası olma unvanını kazanmıştır.
Azaryan Efendi bu planı çizdirirken isminin ilk harfi “A”yı Pendik’in ortasına işler. Harfin ayakları sahile uzanacak şekilde planlanır. Belediye binasının önündeki parkta birleşen Gazipaşa ve İsmetpaşa Caddeleri harfin iki ayağını, Dr. Orhan Maltepe Caddesi ise harfin gövdesini oluşturmaktadır.
CUMHURİYET DÖNEMİ
1. Dünya Savaşı sonrası gerçekleştirilen işgallerden Pendik de nasibine düşeni almış, 5 yıl boyunca Kemikli Dere Mevkii’nde İngiliz Karakolunun esareti altında kalmıştır.
KAYNAKÇA
(1) Tarih Öncesi Dönemlerin İstanbul’u, Bizantion’dan İstanbul’a Bir Başkentin 8000 Yılı - SSM Sergi Katalogu
(2) Marmara Bölgesi ve Trakya’da Prehistorik İskân Tarihi Bakımından Araştırmalar (1959-1962) – Belleten Cilt XXVII